İnsanlık nereye gidiyor ?

İnsanlar olarak diğer canlılardan farklıyız en büyük fark ta düşünebilme izleyiniz.

Hatta varlıklar olarak değerlendirirsek melekler ve cinler en büyük farkımız irademizin olmasıdır.

İnsanlar yıllar geçtikçe kendini geliştirerek bugün ki seviyeye ulaştı.Peki bu zaman dilimde insan ne gibi sonuçlar elde etti ona bakalım ne dersiniz ? Mevzu nedir ? : bugünkü mevzumuz insanlık nereye gidiyor gelin bakalım; insan ilk çağlarda  MÖ. 3200 yılında yazının bulunmasıyla başlayıp, MS.375 Kavimler Göçü ile sona ermektedir. İlk Çağ ya da Antik Çağ; yazının bulunması sebebiyle yazılı tarihin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Yine bu dönemde yazı, dünyanın önemli bir bölümüne yayılmıştır. Bu çağın en belirgin geçim kaynağı tarım ve ticarettir. 

İlk çağdan bugüne kadar insanlar hep kendini geliştirerek gelmiştir .Tarih boyunca insanlar deneyerek uğraşarak bir yerlere gelmişlerdir .Bu çalışmada, psikolojinin bir bilim olmasına yol açan fikirler, ilkçağ felsefesinden başlayarak ele

alınmaya çalışılmıştır. Bilimsel düşüncenin temel felsefesi olan doğa felsefesi yaklaşımı, felsefenin ilk başlangıç

noktası olan İyonya okulunun da ana felsefesi olduğundan, psikoloji ile ilgili ilk fikirler de bu dönemde

başlamıştır. İlkçağ felsefesinde ele alınan “Bilginin kaynağı nedir?” sorusunun başlattığı tartışma, zamanla

psikolojinin doğmasına yol açan tartışma olmuştur. Bu soruya verilen “bilginin kaynağı duyumlardır” cevabı,

psikolojinin deneysel bir bilim olmasının yolunu açmıştır. Literatürde psikolojinin doğuşuna yol açan

tartışmanın, zihin/beden ikilemine yönelik tartışma olduğu yönünde genel bir kanı vardır. Aslında bu tartışmanın

altında da, bilginin kaynağının ne olduğuna yönelik tartışma yatmaktadır. Bundan dolayı bu çalışmada, psikoloji

tarihini, zihin/beden tartışması ile değil, bilginin kökenine yönelik tartışma ile başlatmanın daha doğru ve

bütüncül bir yaklaşım olduğu savunulmuştur. Diğer yandan zihin/beden tartışmasının alt yapısı, felsefe, mitoloji

ve inanç bağlamında ele alınmıştır. Ayrıca, bu çalışmada psikolojinin temel konuları olan, bilinç, duyum, algı

gibi kavramların tarihsel kökeni incelenmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada bu düşüncelerden hareketle, önce ilkçağ

felsefesi, onun ardından ise sırasıyla Roma, Ortaçağ, Rönesans ve sonrası dönemler tarihsel bir sıra ile

verilmiştir. Ayrıca, bilimin doğuşuna yol açan felsefi görüş olan pozitivizm ele alınmaya çalışılmıştır. En son bugünü müze dönersek insanlar teknoloji artıkça işlerin kolaylaşması ile düşünebilme kapasitesi eskisi kadar olmaması ile birlikte  tembelliği iten bir yapıya oluştu. Kısaca teknoloji iyi kullanılmaması insanlar arasındaki iletişimsizliği ,duygusuzluğu  ve insanlık duygusunu yitiriyor.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir