İnsanlar olarak diğer canlılardan farklıyız en büyük fark ta düşünebilme izleyiniz.
Hatta varlıklar olarak değerlendirirsek melekler ve cinler en büyük farkımız irademizin olmasıdır.

İlk çağdan bugüne kadar insanlar hep kendini geliştirerek gelmiştir .Tarih boyunca insanlar deneyerek uğraşarak bir yerlere gelmişlerdir .Bu çalışmada, psikolojinin bir bilim olmasına yol açan fikirler, ilkçağ felsefesinden başlayarak ele
alınmaya çalışılmıştır. Bilimsel düşüncenin temel felsefesi olan doğa felsefesi yaklaşımı, felsefenin ilk başlangıç
noktası olan İyonya okulunun da ana felsefesi olduğundan, psikoloji ile ilgili ilk fikirler de bu dönemde
başlamıştır. İlkçağ felsefesinde ele alınan “Bilginin kaynağı nedir?” sorusunun başlattığı tartışma, zamanla
psikolojinin doğmasına yol açan tartışma olmuştur. Bu soruya verilen “bilginin kaynağı duyumlardır” cevabı,
psikolojinin deneysel bir bilim olmasının yolunu açmıştır. Literatürde psikolojinin doğuşuna yol açan
tartışmanın, zihin/beden ikilemine yönelik tartışma olduğu yönünde genel bir kanı vardır. Aslında bu tartışmanın
altında da, bilginin kaynağının ne olduğuna yönelik tartışma yatmaktadır. Bundan dolayı bu çalışmada, psikoloji
tarihini, zihin/beden tartışması ile değil, bilginin kökenine yönelik tartışma ile başlatmanın daha doğru ve
bütüncül bir yaklaşım olduğu savunulmuştur. Diğer yandan zihin/beden tartışmasının alt yapısı, felsefe, mitoloji
ve inanç bağlamında ele alınmıştır. Ayrıca, bu çalışmada psikolojinin temel konuları olan, bilinç, duyum, algı
gibi kavramların tarihsel kökeni incelenmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada bu düşüncelerden hareketle, önce ilkçağ
felsefesi, onun ardından ise sırasıyla Roma, Ortaçağ, Rönesans ve sonrası dönemler tarihsel bir sıra ile
verilmiştir. Ayrıca, bilimin doğuşuna yol açan felsefi görüş olan pozitivizm ele alınmaya çalışılmıştır. En son bugünü müze dönersek insanlar teknoloji artıkça işlerin kolaylaşması ile düşünebilme kapasitesi eskisi kadar olmaması ile birlikte tembelliği iten bir yapıya oluştu. Kısaca teknoloji iyi kullanılmaması insanlar arasındaki iletişimsizliği ,duygusuzluğu ve insanlık duygusunu yitiriyor.